İzleyiciler

6 Aralık 2013

BEN OLDUĞUM İÇİN

Beni hiç yargılmadan, ben olduğum için sevebilecek misin?
Hayatta kendime hep duvarlar ördüm
İnsanlar ve en yakınımdakiler hep inatsın diyerek yargıda bulundular..
İnsan neden yargılar biliyor musunuz?
Çünkü karşılarında kendi tasarladıkları kişiyi görmek isterler.
Peki soruyorum
Neden herkes sizin istediğiniz kimliğe bürünmek zorunda..
Bizim de hayatta sahip olduğumuz kişiliğimiz olamaz mı?
Ne kadar basitleştiler oysa ki..
Size bir şey söylemek istiyorum.
Ben inatçı değilim sizin tabirinizce!
Ben sadece bana göre doğru olanı tercih ediyorum ve sizin doğrularınızda boğulmamak için direniyorum.
Evet duvarlar örüyorum.!
Ben olabilmek için,
Siz olmamak için direniyorum.
O yüzden soruyorum?
Beni ben olduğum için; karaketerimle, kişiliğimle, giyimimle, kültürümle, düşüncelerimle, doğrumla, yanlışımla..
SEVEBİLECEK MİSİN?



13 Kasım 2013

FIRTINA ÖNCESİ...

Sessizliğin ardındaki derin bir hüzün,
Su üzerine çıkmak için nasılda şiddetini arttırıyor!
Kaç zaman geçmesi lazım;
Suyun yeniden durulması için?
Ya da kaç zaman geçmesi lazım;
Nehrin denizine ulaşması için?
Kaç fırtınaya daha karşı gelirim hiç bilmiyorum.
Ya da artık karşı durabilir miyim..
Bazen vazgeçiyorum herşeyden
Hayallerimden bile...
Ama şunu biliyorum ki;
Her fırtınamdan sonra daha sessiz ama daha güçlü ayağa kalkıyorum..
Daha sıkı bağlanıyorum çabaladığım onca hayale.! 
Şuan sadece fırtına öncesi sessizliğimi yaşıyorum..
Fırtınam yakındır...

Gözyaşım Misali"T.K"
Tuğba KOBAL



15 Ekim 2013

Nerede O Eski Bayramlar..

Düşündüm de ; Hani hep dersler ya, nerede o eski bayramlar
Hep büyüklerimiz söylerdi bizlere
Küçüktük, çocuktuk anlam vermezdik bu sözlere.
Şuan anlıyorum ki;
Gerçekten de nerede o eski bayramlar..
Bu sözün neden bu kadar içten bir hüzünle söylendiğini daha iyi anlıyorum.
Hiç düşündünüz mü ? Neden söylendiğini.?
O sözün içinde aslında bir özlem vardır. Çocukluğa özlem, çocukça geçen zamana, şekerlerin tadının bile tadına özlem..
Çok şey gizlidir o sözde..
Şuan anlıyorum ki ; çocukluğumda anlayamadığım bu sözün aslında derin bir özlem ifadesinden ibaret olduğunu.
Ahh nerede o eski bayramlar...
Heyecanı bile bir başka güzel,
Sabahın o erken saatinde saklı heyecan,
Yeni üstlerin o gün daha bir özenle giyimi,
Verilen ilk harçlığın heyecanı...
Ahh nerede o eski bayramlar..


Tuğba Kobal
Gözyaşım Misali "T.K"

30 Ağustos 2013

YOK OLUŞA DAİR

İçimden sevginin yok oluşunu izledim bugün,
İzlerken bile soğuk kanlıydım.
Hiç kıpırdamadım yada kıpırdayamadım.
Öylece ifadesiz kaldım.
Bir kalpten sevginin yok oluşu,
Ölüm soğukluğu gibi sessiz ve kimsesiz..
Ve artık bomboşsunuzdur.
Yok olmuştur tüm tutkularınız,
İnsanın eşiğindeki bir insanın umutsuz düşünceleri gibi kalır
Zihninizdeki sevginin tanımı.
Bir beden yeniden sevgiye kavuşabilir mi?
Aydınlık karanlığı yenebilecek kadar güçlü mü?
Zamana bırakıyorum artık..

Gözyaşım Misali "T.K"
Tuğba KOBAL




19 Temmuz 2013

DÜNYA'DA SADECE İKİ ÇEŞİT İNSAN VARDIR

Saat 04:31 ve ben "MY NAME İS KHAN" diye bir film izledim. Bu konu hakkında yazmak istedim çünkü; insanların artık bazı şeyleri düşünmesi gerekir. Hani insanların neredeyse %99'u ırkçılığı, renk, din ve ülke ayrımı yaparda birbirlerine bu sebeplerden dolayı olmadık laflar söylerler ve olmadık şeyler yaparlar. Ölüm, işkence, dışlanma gibi.. Düşünüyorum da neden sevginin olduğu bir dünyayı hep elimizle iteriz. Sevgiye karşı koyuşlarımızın sebebi nedir. Neden ısrarla ırkçılığı savunarak bölünmeleri teşfik eder insanlar.
Filmde de bahsettiği gibi "Dünya'da iki çeşit insan vardır biri iyi insanlar biri kötü insanlar." Ve buna inanarak bir yola çıktı Khan. filmi izlerken ne hissediliyor en çok biliyormusunuz?
SEVGİ..!
Eğer bir insanın içinde sevgi varsa ve bu tüm insanlığa yayılırsa; bence dünya yaşamak için çok daha güzel bir hal alabilir.
Herşey savaşmaktan, bilinçsizce insan dolduruşuna gelerek direnmekten geçmiyor. İnsan neden diğer varlıklardan ayrı bir yere konuldu bilmeniz gerekir. Nedeni AKIL.
Herkesin düşünebilecek kadar, kendisini, olanları,yapılanları algılayabilecek kadar aklı vardır bence. Eğer dünyayı seviyorsak ve onun üzerinde yaşıyorsak neden ona kötü davranalım ki, onu sevmeliyiz ki o da sevgisiyle bize ev sahipliği yapabilsin.
Bunu misafir ve ev sahibi olarak düşünebilirsiniz. Dünya bizim evinde misafir olduğumuz bir yer. Ve biz onun üzerinde geçici de olsa misafiriz. Hanginiz misafirliğe gittiğiniz evi yaşanmaz bir hale sokup çekip gidebilirsiniz. Bence hiçbiriniz. O zaman neden dünyada da misafir olduğunuzu düşünmüyorsunuz.
Unutmayın biz ırklarımıza göre değil iyi ve kötü oluşumuza göre varlığımızı sürdürebiliriz. Eğer izlemediyseniz mutlaka izlemelisiniz.  Sevgiyi hissedin ve yeni başlayacağınız güne sevgiyle başlayın..


Sevgilerimle
Tuğba KOBAL